otomobil/kış

SAFFET EMRE TONGUÇ İLE KIŞ ROTASI: ESKİŞEHİR

Sonbaharın ılık ve sakin günleri tüm ihtişamıyla geride kaldı. Artık kış mevsiminin keşif dolu yolculuklarına hazırlanmanın tam zamanı...
Çünkü güzel olanı keşfetmek ve deneyimlemek her mevsim yollarda olmakla mümkündür.
 

Yola Çıkmanın En Güzel Hali

Kış rotamın yeni durağı Eskişehir. Zaten uzun zamandır düşünüyordum buraya yeniden gelmeyi; bir de kışın yola çıkmanın keyfini düşününce hemen hazırlığımı yaptım.
Eskişehir, bana daima huzur veren, merakımın ve keşif duygumun zirvelerinde dolaşmamı sağlayan bir güzelliğe sahip. Buna bir de yolda olmanın getirdiği sevinç, ilerleme ve tutku eklenince kendimi çok daha iyi hissediyorum.
Düşünsenize, adım attığınız hemen hemen her köşede ilginç bir detay bekliyor sizi. Eski evlerden tutun da modern ve tarihi müzelere kadar... Haliyle her fırsatta yola çıkıyor ve ziyaret ediyorum.
Kis

Bu hafta sonu da aynı duygularla hazırlığımı yaptım ve yol boyunca kış manzaralarını seyrederek Eskişehir’e ulaştım. Yol boyunca düşündüm ve şunu anladım: Eskişehir’i çok özlemişim...

Yolculuğun üzerimde bıraktığı tatlı yorgunluk ve şehre kavuşmanın verdiği huzurla, ertesi güne yepyeni keşiflerle başlayacak olmanın heyecanı birleşti ve hemen uykuya daldım.

Kis

Yaşayan Bir Tarih: Odunpazarı Bölgesi

Belli dönemlerde ziyaret ettiğim şehirlerde mutlaka ilk duraklarım olur. Bunu yaparak kendimi daha iyi hissederim. Bir nevi evime gelmişim hissi... Bu duyguyla gezdiğim yerler bana daha çok şey katar. İşte, Eskişehir’deki ilk durağım da Odunpazarı bölgesi. Yine aynı güzel his; evimdeyim sanki.

Burası her anlamda özel bir yer. Örneğin pek çok evde yaşamaya devam eden insanların olması, aynı evlerin bir kısmının butik otellere ve restoranlara dönüştürülerek hizmet vermesi gerçekten çok değerli gelir bana. Sizler de Eskişehir rotanıza doğru yola çıktığınızda ilk durağınız buralar olursa, benimle aynı hisleri paylaşacağınızdan eminim.

Kis

Buraya geldiğinizde konaklamak için Odunpazarı bölgesindeki birbirinden güzel butik otellerde kalabilir, sabahları mahalle kültürünün eşsiz dokusuna şahit olarak uyandıktan sonra güne başlayabilirsiniz.

Korunan tarihi dokunun şehrin kültürüyle birleştiğini deneyimleyen herkes eminim ki bu değerin ne kadar köklü olduğunu anlayacaktır.

Odunpazarı bölgesi yalnızca tarihi evlere değil, aynı zamanda Odunpazarı Modern Müze, Lületaşı Müzesi, Cumhuriyet Tarihi Müzesi gibi mutlaka ziyaret edilmesi gereken müzelere de ev sahipliği yapıyor.

Kis

2019 yılında açılan Odunpazarı Modern Müze, şimdiye kadar pek çok önemli organizasyona ev sahipliği yapmış. Birkaç kere ziyaret etme fırsatı bulmuştum ve kelimenin tam anlamıyla büyülenmiştim. Burası aynı zamanda modern ve görülmeye değer köklü çalışmaların da odağında yer alıyor. Ayrıca Japon ve Osmanlı mimarisinin modern bir yorumu olarak tasarlanan yapı, yerli ve yabancı pek çok sanatçı ve ziyaretçinin de dikkatini çekiyor.

Gerçekten harika bir detay bu. Odunpazarı Modern Müze’ye ilk geldiğimde hissettiğim duygular, şimdiki ziyaretimde de kendini hatırlattı. Yepyeni deneyimlere meraklıysanız, mutlaka buralarda zaman geçirmelisiniz. Böylece yola çıktığınız andan vardığınız ana kadar geçen süre, gerçek anlamını bulacak ve size kendinizi çok daha iyi hissettirecek.

Kis

Şehrin içinden geçen Porsuk Çayı, özellikle kış aylarında yapacağınız uzun yürüyüşleri terapiye dönüştüren bir atmosfere sahip. Zaten Eskişehir’i özel kılan en önemli detaylardan biri de de bu. Çünkü burası içinden nehir geçen ender şehirler arasında yer alıyor. Özel olduğu kadar kıymetli de bir detay gerçekten. Halk arasında ‘’su boyu’’ olarak da ifade bu edilen lokasyonda tekne turlarına katılabilir, bu eşsiz sakinliği Porsuk Çayı boyunca tek başınıza ya da ailenizle birlikte unutulmaz bir deneyime dönüştürebilirsiniz.

Ben yine her zaman olduğu gibi kıyı boyunca ya da bir diğer ifadeyle su boyunca yürüyerek günümü güzelleştirdim. Birlikte zaman geçirenler, sıcak bir şeyler içmek ve uzun sohbetler etmek için kafelerde buluşan insanlar buradan çok ama çok güzel görünüyor. Hem insanları hem de Porsuk Çayı’nın ağır ağır akan sakinliğini seyrederek yürüyüşüme devam ediyorum.

Kis

Keşif Dolu Bir Ziyaret Noktası: Sazova Parkı

Eğer yolculuğa çocuklarınızla birlikte çıktıysanız özellikle onların çok seveceği bir güzellikten bahsetmek istiyorum: Sazova Parkı. Eskişehir Bilim, Sanat ve Kültür Parkı olarak da bilinen bu güzel yerde 5-11 yaş arası çocuklar için özel olarak tasarlanmış bir Masal Şatosu bulunuyor.

Aynı zamanda 25 bin metrekarelik gölet, buharlı mini tren, çocuklar için oyun alanları ve amfi tiyatro; parkın içerisinde yer alan etkinlik alanlarından sadece birkaç tanesi.

Buharlı mini tren, özel olarak hazırlanan bir rota üzerinde hareket ediyor ve parkın önemli noktalarına yakın geçiyor. Bu detay da çocukların hoşuna gidecektir diye düşünüyorum.

Daha önce ziyaret etmeme rağmen kışın nasıl bir görüntüsü olduğunu merak ederek Masal Şatosu’na doğru yola çıkıyorum. Kahverengi yapraklar, kışın tüm ihtişamını eşsiz bir davete taşıyan temiz hava... Burada zaman gerçekten bir başka akıyor...

Kis

Şatoyu ziyaret eden çocuklar buraya bayılıyorlar. Bir de Korsan Gemisi var ki o da çocuklar için eşsiz bir güzellik. Öte yandan parkın içerisinde yer alan diğer yapılar da oldukça dikkat çekici.

Eskişehir Hayvanat Bahçesi, Japon Bahçesi, Bilim Deney Merkezi, Sualtı Dünyası çocukların olduğu kadar yetişkinlerin de ilgisini çekebilecek yerler arasında yer alıyor. Yani gezerken öğrenmek, bilgiyi eğlenerek deneyimlemek her anlamda size iyi gelecektir.

Kis

Eskişehir Mutfağından Lezzetler

Elbette tüm bu keşif ve gezintilerin içinde karnımın acıktığını biraz geç de olsa fark ediyorum. Odunpazarı bölgesine doğru geri dönerken, aklımda Eskişehir mutfağının birbirinden lezzetli yemekleri... Tatlı bir düşle yürümeye devam ediyorum.

Eskişehir denince akla ilk gelen lezzet genellikle Çibörek olur. Gerçekten de öyledir çünkü uzun yürüyüşler sonrasında yanında sıcacık çayla birlikte tüm yorgunluğunuzu alır ve buna değdiğini anlarsınız.

Benim de mutlaka tatmaktan büyük keyif aldığım bu güzelliğe Balaban Köfte eşlik eder. Tabii Kuzu Sorpa içmeden olmaz. Tüm bu lezzetlerin üzerine ise Met helvası keyiflere keyif katar. Hele bir de petifür tatlıları vardır ki görüntüsü bile keyfinizi yerine getirmeye yeter. Haliyle gelmişken hepsinden biraz biraz yiyorum ve bir yerden bir yere adımlayan insanları seyrederek sokakların arasından yürümeye devam ediyorum.

Kis

Eskişehir’de Kültür ve Sanat

Bir şehri değerli kılan en önemli özelliklerden biri de kültür-sanat alanında gösterdiği faaliyetlerdir. Eskişehir bu anlamda oldukça renkli ve zengin bir birikime sahip.

İlki 1995 yılında düzenlenen ve günümüze kadar uzanan Uluslararası Eskişehir Festivali bunun en önemli göstergesi. Tiyatro, çağdaş dans, caz, blues, fotoğraf, resim, sinema, çocuk etkinlikleri, çeşitli konferans ve söyleşilerden oluşan festival, her yıl ekim/kasım aylarında düzenleniyor ve dolu dolu geçen dokuz günlük uzun bir sürece yayılıyor.

Şimdiye kadar pek çok önemli etkinliğe ev sahipliği yapan Eskişehir’e doğru yola çıkmadan önce Uluslararası Eskişehir Festivali’ni ve burada gerçekleşen etkinlikleri de planlarınıza dahil etmenizde yarar var.

Pirelli kış rotamızda Eskişehir’i ziyaret ederek birbirinden kıymetli pek çok güzelliği keşfetmek ve yerinde deneyimlemek benim için mutluluk kaynağı oldu. Bir sonraki rotada, bambaşka keşiflerde görüşmek üzere...

Kis

Saffet Emre Tonguç Hakkında

1966 yılında Çorlu’da doğdu. Boğaziçi Üniversitesinde Turizm ve Otel Yöneticiliği ile Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler bölümlerinde öğrenim gördü. Şimdiye kadar 130 ülkeye seyahat etti ve yaklaşık 1.400 şehir gördü. Yazar, profesyonel konuşmacı ve TV programcısı olarak yürüttüğü çalışmaları ile birlikte turizmi keşif duygusuyla birleştirdiği özel rotalara turlar düzenleyerek profesyonel rehberliğe devam ediyor.