ELEKTRİKLİ ARAÇLA YOLCULUK

Uydudan navigasyon, araç paketinin (başlangıçta opsiyon olarak sunulan ve daha sonra standart donanım haline gelen) bir parçası olana kadar yolculuğa hazırlanmak olağandı. Haritadan kilometreler ve süreler hesaplanıp tahminlerde bulunulurdu. Şimdi düşündüğünüzde sizi gülümsetse de gerçek şu ki, elektrikli araç çağında yolda kalma endişesi yaşamadan hangi yollardan geçileceği konusunda yine - modern sistemlerle de olsa - minimal bir stratejinizin olması gerekiyor. Bunun için şu bilgiyle başlayabilirsiniz: Analizler bir sürücünün çoğunlukla şehir yollarında olmak üzere günde ortalama 50 - 60 km yol yaptığını gösteriyor. Dolayısıyla, tipik bir günde en yeni nesil kompakt araçların çoğu için deklare edilen menzilin yaklaşık %25’i kullanılıyor çıkarımında bulunabiliyoruz.

Kısa yolculuklarda

Ancak bu durum, örneğin her gün ev ile iş arasındaki yolunuz olsa bile yolculuğunuzu planlamanın önemini ortadan kaldırmıyor. Sanılanın aksine, en kısa yolculuk her zaman arabanızın en az yakıt tükettiği yolculuk olmayabiliyor. Örneğin, rakım farklarını hesaba katmanız gerekiyor. Uzun süre yokuş yukarı gitmeyi içeren bir yolculukta daha fazla enerji tüketilecek ve bu enerjinin sadece küçük bir kısmı yokuş aşağı inerken geri kazanılacaktır. Dolayısıyla, yolculuğunuzu birkaç kilometre uzatmak anlamına gelse bile rakım farkının daha az olduğu alternatif bir rotayı seçmek daha iyi olacaktır. Bir haftada enerjiden çokça tasarruf edebileceksiniz. Kalan menzil bilgisi tüm sıfır emisyonlu modellerin gösterge panellerinde verildiği için farkı anında görebileceksiniz.

Bir B Planı olmasının önemi

Bazı modellerin deklare edilen menzili 500 kilometreden fazla olsa dahi yüksek ortalama hızda ve klima çalışır halde uzun bir yolculuğa çıkılacağı zaman farklı bir strateji uygulamak gerekir. Doğrudan nihai varış adresine ulaşmayı hedefleyemezsiniz çünkü rotanızın üzerindeki şarj istasyonlarında mola vermeyi planınıza katmalısınız. Yolculuk daha da uzunsa ve zamanınız varsa yolculuğu aşamalara bölmeyi düşünebilirsiniz. Örneğin bir otelde konaklayıp gece boyunca aracınızı tesiste şarj edebilirsiniz. Önemli bir ipucu verelim, yola çıkarken mutlaka bir B planınız olsun. Yolda şarj için mola vermeyi planladığınız bir istasyon oraya vardığınızda başka bir araç tarafından kullanılıyor ya da alakasız bir araç istasyonu bloke etmiş olabilir (bu maalesef bazen görülen bir durumdur). Her ne kadar önceden plan yapmak tatsız durumları öngörmekle uğraşmak anlamına gelse de, yeni nesil sürücü destek sistemleri sürekli gelişerek hayatı kolaylaştırıyor. Örneğin, sürüş stili tabloları pratik bir çözüm sunuyor çünkü aracınızı tasarruflu mu kullandığınızı yoksa aşırı tüketim mi yaptığınızı ve dolayısıyla şarjın daha mı erken biteceğini anlamanıza yardımcı oluyorlar.

Şarj istasyonu seçimi

Söz konusu şarj olduğunda özellikle elektrikli aracı yeni kullanmaya başlarken sık yapılan bir hata kamusal şarj istasyonlarını kullanmaktır. Özel aboneliği olmayan ve imkanı olanlar elektrikli araçlarını evlerinde şarj etmelidir çünkü hem kWh maliyeti bilinir, hem de tedarikçinin koşullarına bağlı olmakla birlikte genellikle kamusal şarj istasyonlarından daha avantajlıdır. Evde şarj imkanınız yoksa tedarikçinizin özel altyapısını gösteren akıllı telefon uygulamanızı kullanmalı, sözleşmenize dahil olmayan şarj istasyonlarından kaçınmalısınız. Sözleşmenize dahil olmayan bir istasyonu kullandığınız zaman kWh maliyeti size tatsız bir sürpriz yapabilir. Ciddi anlamda yüksek ekonomik maliyeti olabilecek bir başka hata hızlı ve ultra hızlı şarj altyapısının gereksiz kullanımıyla ilgilidir. Özellikle yolculuk sırasında bekleme sürelerini kısaltmak açısından son derece elverişli olan hızlı şarj istasyonlarının tarifeleri daha pahalıdır. Abonelik ayrıcalıklarına sahip olmadığınız ultra yüksek güçlü bir şarj istasyonunda bir bataryayı tam şarj etmek, elektrikli aracın - kilometre bazında - geleneksel bir araca kıyasla daha pahalıya gelmesiyle sonuçlanabilir.